Yıl 1993. Diyarbakır'da askerliğim nedeniyle bulunuyorum. Bir arkadaşımla birlikte şehir turuna çıkıyoruz. Karnımız acıkıyor. İyi bir lokantaya oturuyoruz.(En azından menüdeki fiyatlar nedeniyle iyi olmasını umuyoruz.)
Garsonların bıçkın görünüşünden safkan Diyarbakır`lı olduğu anlaşılıyor. (Servisteki ilgisizliğinden dolayı, onun gözünden bizim de asker olduğumuz anlaşılıyor, herhalde..)
Siparişler geldi; talihsizlik bu ya benim yemeğimden sinek mi böcek mi ne idüğü belirsiz, ancak son derece kızarmış bir şey çıkıyor.
Tüm cesaretimi toplayıp çağırıyorum garsonu ve cevap bekleyen gözlerle bir tabağa, bir garsona bakıyorum. Garson da bir tabağa, bir bana bakıyor
Ve diyor ki:
- "Allaasen yaov. Muhatap etme beni Allahın hayvanıyla, çek kenara devam et."
Garsonların bıçkın görünüşünden safkan Diyarbakır`lı olduğu anlaşılıyor. (Servisteki ilgisizliğinden dolayı, onun gözünden bizim de asker olduğumuz anlaşılıyor, herhalde..)
Siparişler geldi; talihsizlik bu ya benim yemeğimden sinek mi böcek mi ne idüğü belirsiz, ancak son derece kızarmış bir şey çıkıyor.
Tüm cesaretimi toplayıp çağırıyorum garsonu ve cevap bekleyen gözlerle bir tabağa, bir garsona bakıyorum. Garson da bir tabağa, bir bana bakıyor
Ve diyor ki:
- "Allaasen yaov. Muhatap etme beni Allahın hayvanıyla, çek kenara devam et."
0 yorum Blogger 0 Facebook
Yorum Gönder